Allah'a ortak koşanlara ne denir ?

Emile

Global Mod
Global Mod
**Bir Hikâye Anlatıyorum: Allah’a Ortak Koşanlara Ne Denir?**

Bir zamanlar uzak bir köyde, halk arasındaki en bilge kişi olan İbrahim, halkı doğru yolda tutmak için sık sık sohbetler düzenlerdi. Bir gün, genç bir adam, İbrahim’in yanına gelerek ona bir soru sordu:

*"İbrahim, Allah’a ortak koşanlara ne denir? Duyduğumda, bazen bu kelimeler çok ağır geliyor."*

İbrahim, her zamanki gibi sakin ve derin bir gülümsemeyle cevap verdi. "Bu soru," dedi, "hem bir yolculuk, hem de bir anlam arayışıdır. Gel, sana bir hikâye anlatayım. Belki daha iyi anlarsın."

İbrahim, sohbetin başlamasından hemen sonra genç adamı dinleyerek, farklı bakış açılarını da göz önünde bulunduracak şekilde, hikâyesine başladı.

**Hikâyenin Başlangıcı: "Bir Yolculuğun Başlangıcı"**

Bir zamanlar, çok uzak bir diyarda, Efe adında genç bir adam vardı. Efe, köyünde her zaman doğruyu savunan, dürüst ve güçlü bir karakter olarak tanınırdı. Herkes ona saygı gösterir, sözlerini dinlerdi. Ancak Efe’nin içinde bir boşluk vardı. Bir eksiklik, bir soru hep onu takip ediyordu: "Gerçek anlamda doğru olan nedir?"

Bir gün, yaşlı bir bilge, Efe’nin köyüne gelir. Herkes onu bir tür büyücü olarak görse de, Efe ondan farklıydı. Yaşlı adam, köydeki insanları sevgiyle, saygıyla ve anlayışla dinlerdi. Bu Efe’nin ilgisini çekmişti.

Yaşlı bilge, Efe’ye doğru yolu ararken her zaman insanın içsel bir yolculuğa çıkması gerektiğini, dışarıdan gelen her şeyin yalnızca birer yansıma olduğunu söyledi. Efe, bu derin sözlerin etkisiyle bir sabah köyünü terk ederek, büyük dağların zirvesine doğru bir yolculuğa çıkmaya karar verdi.

**Bir Seçim: "Stratejik Bakış ve Çözüm Arayışı"**

Efe, dağa tırmanırken her adımda farklı bir soruya, farklı bir çözüm önerisine rastlıyordu. Ancak dağın zirvesine yaklaştıkça, bir engelle karşılaştı: Kendisi gibi bir yolcu, fakat bu kişi, Efe'nin tam tersine bir dünya görüşüne sahipti. Adı Kadir’di. Kadir, her şeyin mantıklı bir çözümü olduğunu savunuyor, dünyadaki her olayın altında bir strateji yattığını ileri sürüyordu. Kadir, her şeyi belirli kurallar ve sistemler üzerinden görmek istiyordu.

"Bak," dedi Kadir, "her şeyin bir nedeni var. Eğer biz insanlar olarak doğruyu bulmak istiyorsak, her şeyin mantıklı olması gerekiyor. Allah’a ortak koşanların davranışlarını anlamak da aynı şekilde bir stratejidir. Eğer bir insan kendini ve çevresini doğru şekilde analiz ederse, o zaman yalnızca Allah’ı tanıyabilir."

Efe, Kadir’in sözlerini duyar duymaz hemen karşılık verdi: "Ama Kadir, belki de doğru yolu bulmak sadece mantıkla değil, aynı zamanda kalp ve ruhla ilgili bir şeydir. Bazı şeyler çözülmesi gereken bir denklem değil, hisler ve değerlerle bağlantılıdır."

**Bir Zıtlaşma: "Empati ve İlişkisel Yaklaşımlar"**

Efe’nin sözlerinin ardından Kadir sessizleşti. Ancak aynı anda dağdan gelen başka bir ses, bu iki adamı uyandırdı. Sesin sahibi, köyün en bilge kadınlarından biri olan Zeynep’ti. Zeynep, köydeki insanları sadece bilgisiyle değil, empatisiyle de tanınırdı. Zeynep, hem kadın hem de insan olarak, başkalarının acılarını anlamak, onların hislerine dokunmak konusunda bir yetenek geliştirmişti.

Zeynep, Efe ve Kadir’in yanına gelerek: “Sizce Allah’a ortak koşan bir insanı nasıl tanırız?” diye sordu.

Kadir hemen yanıtladı: "Tabii ki analiz ederek. Her şey bir denklemdir. Ortak koşanlar, içsel güçlerini kaybetmiş insanlardır. Onları yalnızca mantıklı bir çerçeveyle tanıyabiliriz."

Zeynep ise gülümsedi: "Ama belki de onları tanımak, sadece mantıkla değil, onlarla empati kurarak da mümkündür. İnsanların kalbini dinleyerek, onların içsel kırılmalarını, korkularını, arayışlarını anlamak gerekir. Belki de bir insan, Allah’a ortak koşmaya başladığında, en çok içsel yalnızlık ve korkularıyla baş başa kalmıştır. Empati ile tanımak, onları iyileştirebilir."

Efe, Zeynep’in sözlerini dinlerken derin bir düşünceye daldı. "Belki de ikiniz de doğru söylüyorsunuz," dedi. "Mantık, bir çözüm sunar, ama kalp, o çözümün uygulanabilirliğini gösterir. Belki Allah’a ortak koşanlar, hem içsel yalnızlıklarını hem de toplumun baskılarını birbirine karıştırırlar."

**Sonuç: "Birleştirici Bir Yol"**

Efe, Kadir ve Zeynep’in her birinin söyledikleri üzerine düşündü. Sonunda bir sonuca vardı: "Gerçekten, Allah’a ortak koşanlar, ne yalnızca mantıkla ne de yalnızca kalple çözümlenebilir. İnsanlar, kalplerinde ve akıllarında bir denge kurduklarında, hem kendilerini hem de dünyayı doğru anlayabilirler."

Zeynep’in söylediği gibi, empati ve ilişkisel yaklaşım, insanları birbirine bağlar ve onları anlamak için duygusal bir köprü kurar. Kadir’in söylediği gibi, çözüm ve mantık da bu bağları kurabilmek için bir rehberdir.

Efe, dağın zirvesine vardığında, hem Kadir’in mantıklı yaklaşımını hem de Zeynep’in empatik yaklaşımını içselleştirerek, her ikisini de dengede tutarak köyüne geri döndü. Artık ne Allah’a ortak koşanları ne de doğru yolu kaybetmiş olanları yalnızca mantıkla ne de duygularla yargılıyordu. Her iki bakış açısını da kullanarak, insanlara daha derin bir anlayışla yaklaşmaya başlamıştı.

Sonuçta, Allah’a ortak koşanlar, yalnızca bir anlayış ve empatiyle doğru tanımlanabilir. Ne fazla mantık, ne fazla duygusal yaklaşım... İkisinin birleşimi, gerçek çözümü sunar.