Tanzanya'da su kuyusu açtırmak ne kadar ?

Firtina

New member
Tanzanya’da Bir Kuyunun Derinliği: Suyun Bedelinden İnsanlığın Değerine

Selam dostlar,

Geçen ay Afrika kıtasına yaptığım gönüllülük seyahatinde yaşadığım bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Tanzanya’nın kurak topraklarında, bir damla suyun nasıl bir umuda dönüştüğünü, bir köydeki insanların nasıl dayanışmayla hayata tutunduğunu gördüm. Bu hikâye sadece “su kuyusu açtırmak ne kadar?” sorusunun cevabını aramıyor; aynı zamanda insanın suyla, toprakla ve birbirine duyduğu bağın anlamını sorguluyor.

1. İlk Damlanın Hikâyesi

Sabahın erken saatlerinde Arusha yakınlarında bir köydeydik. Gökyüzü toz bulutlarıyla doluydu; yağmur mevsimi çoktan geçip gitmişti. Köyün çocukları, ellerinde sararmış bidonlarla kilometrelerce yürüyerek kurumuş bir dere yatağına gidiyordu. O an, bir köyün kaderinin birkaç metrelik bir derinliğe bağlı olduğunu fark ettim: “Kuyu ne kadar derine kazılırsa umut o kadar çoğalırdı.”

Yanımda iki kişi vardı: Mosi, köyün genç öğretmeni; ve Elif, Türkiye’den gelen bir sivil toplum gönüllüsü. Mosi stratejik bir zihinle konuşuyordu:

— “Buraya kuyu açmak kolay değil. 50 metre kazmak, sadece demir değil; sabır, plan ve iş birliği ister.”

Elif ise onun sözlerini yumuşatarak ekliyordu:

— “Ama bir anne, çocuğuna temiz su vermek için neler yapmaz ki? İnsanlar birlikte olursa bu olur.”

Bu iki yaklaşım –Mosi’nin çözüm odaklılığı ve Elif’in empatisi– bir köyün yeniden doğuşunun temelini oluşturacaktı.

2. Rakamların Arkasındaki Gerçek

Peki Tanzanya’da su kuyusu açtırmak gerçekten ne kadar tutuyor?

Teknik olarak, 2025 itibarıyla ortalama bir derin kuyu (yaklaşık 50-70 metre) 4.000 ila 7.000 Amerikan doları arasında değişiyor. Sığ kuyular daha ucuz: 1.500-2.000 dolar civarında. Ancak işin içine ulaşım, jeolojik analiz, ekipman, yerel iş gücü ve sürdürülebilirlik planı girince maliyetler artıyor.

Bu rakamları Mosi defterine titizlikle yazarken Elif başka bir şey fark etti:

— “Parayla ölçemediğimiz bir şey var burada… suyun anlamı.”

Gerçekten de, Tanzanya’da su, sadece bir kaynak değil; bir sosyal barış unsuru, bir sağlık politikası ve bir kadın-çocuk hikâyesi. Çünkü çoğu zaman suyu taşımak kadınların omzunda, çocukların küçük ellerinde.

3. Kuyunun Başında Birlik

Bir hafta sonra, ekipmanlar geldi. Kazı başlamadan önce köyde bir toplantı düzenlendi. Kadınlar, erkekler, çocuklar… Herkesin sözü vardı. Mosi köyün ileri gelenleriyle birlikte stratejik planı anlattı:

— “Bu kuyunun bakımını birlikte yapacağız. Her aile az da olsa katkı sağlayacak.”

Elif, bu planın duygusal yönünü tamamladı:

— “Her katkı, bir çocuğun geleceğine konulan tuğla gibi.”

O gün köyde bir tür “demokrasi” doğdu. Erkekler kazı planını oluşturdu, kadınlar yemek ve motivasyon organizasyonunu üstlendi. Kimse diğerinin yerini almadı; herkes birbirini tamamladı.

4. Tarihsel Arka Plan: Suyun Kolonyal İzleri

Tanzanya’nın su sorunu yalnızca coğrafi değil, tarihsel de bir mesele. 19. yüzyılda kolonyal yönetimler, tarımsal üretimi artırmak için su kaynaklarını ticari alanlara yönlendirmişti. Bugün dahi bazı bölgelerde, yeraltı sularının hakları özel şirketlerin elinde. Bu, köylülerin kendi toprağında bile suya ulaşmasını zorlaştırıyor.

Bu tarihsel izler, Mosi’nin sözlerinde yankı buluyordu:

— “Eskiden suyu sömürürlerdi, şimdi umutlarımızı.”

Elif ise buna şu cümleyle cevap verdi:

— “Ama her kuyu, geçmişin zincirini biraz daha kırmak demek.”

5. Umudun Yükselişi

Üçüncü haftanın sonunda, sondaj makineleri 60. metreye ulaştığında su fışkırdı. O anın sessizliği hâlâ kulaklarımda. Çocuklar kahkahalarla koştu, kadınlar dua etti, Mosi gözlüğünü sildi. Elif ise sadece bir cümle fısıldadı:

— “Artık bu köyde, sabahın sesi suyun sesi.”

O kuyunun etrafına sonradan küçük bir gölgelik yapıldı. Orası sadece bir su noktası değil, bir buluşma alanına dönüştü. İnsanlar sabahları orada sohbet ediyor, çocuklar oyunlar oynuyor, köyün yaşlıları hikâyeler anlatıyordu. Su, toplumu yeniden birbirine bağlayan görünmez bir bağ olmuştu.

6. Değişimin Bedeli ve Değeri

Kuyu açmanın bedelini dolar cinsinden ölçmek kolay; ama o suyun yarattığı dönüşümün değeri ölçülemez. Kız çocukları artık su taşımak için okulu bırakmıyor, anneler temiz suyla yemek yapabiliyor, erkekler tarım için planlar yapıyor.

Mosi’nin sözleri hâlâ aklımda:

— “Bir kuyu kazmak, aslında bir toplum kazmaktır. Derinlere indikçe hem suyu hem kendimizi buluruz.”

Elif’in cevabıysa insanın içini ısıtıyordu:

— “Ve bulduğumuz şey, sadece su değil; insanlığın ortak sesi.”

7. Sorgulama Zamanı: Senin Kuyun Nerede?

Bugün hâlâ düşünüyorum: Bizim şehirlerimizde su musluktan akarken, kaçımız onun hikâyesini biliyor? Kaçımız o suyun ardındaki emeği, tarihi, umudu fark ediyoruz?

Belki de “Tanzanya’da su kuyusu açtırmak ne kadar?” sorusuna verilecek en doğru cevap şu:

Bir kuyu, 4.000 dolar eder; ama bir insanın umudu, bir toplumun inancı, bir çocuğun gülüşü paha biçilemezdir.

Sen olsan, hangi derinliğe kadar kazardın?

Kaynaklar:

– WaterAid & UNICEF Tanzanya Raporu (2024)

– Tanzanian Ministry of Water Development – “Rural Access Program”

– Kişisel saha gözlemleri ve gönüllü deneyimleri (Arusha, 2025)