Gemilerden neden she diye bahsedilir ?

Emile

Global Mod
Global Mod
Gemilere “She” Denmesi: Dil, Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Yapılar

Denizcilik kültüründe gemilerin çoğu zaman “she” yani “o (kadın)” zamiriyle anılması, ilk bakışta masum bir dil alışkanlığı gibi görünebilir. Ancak dilin toplumsal cinsiyetle ne kadar iç içe geçtiğini düşündüğümüzde, bu basit kullanımın arkasında yüzyılların biriktirdiği sosyal, kültürel ve hatta sınıfsal kodları görmek mümkün. Gelin bu konuda samimi bir forum ortamında birlikte düşünelim.

Toplumsal Cinsiyetin Gölgesinde Bir Dil Alışkanlığı

Gemilerin kadın zamiriyle anılması, uzun süre boyunca denizcilerin onları korumakla yükümlü oldukları, bakılması gereken, güven duyulan varlıklar gibi algılanmasından kaynaklanır. Yani gemi, sanki bir “anne” ya da “eş” gibi, yolcularını ve mürettebatı sarıp sarmalayan bir figüre dönüştürülür. Bu benzetme, kadınlara atfedilen geleneksel rolleri yeniden üretir: şefkat, koruyuculuk, bağımlılık.

Ancak bu benzetmenin öteki yüzü, kadınların nesneleştirilmesidir. Gemiler “she” olarak adlandırıldığında, kadının sadece sahiplenilen ve yönetilen bir varlık gibi kurgulandığını da görürüz. Kaptan ve tayfalar “erkek” kimliğiyle gemiyi yönlendirirken, gemi “kadın” kimliğiyle yönlendirilen, üzerinde güç kurulan bir simgeye dönüşür.

Kadınların Empatik Yaklaşımları

Kadınların bu tür toplumsal kurgulara dair tepkileri çoğunlukla empatik bir zeminden yükselir. Çünkü kadınlar tarih boyunca, kendilerine biçilen “korunması gereken” rolün hem güven verici hem de kısıtlayıcı yönlerini doğrudan deneyimlemiştir. Gemilerin “she” diye anılması üzerine düşünen kadınlar, bir yandan “kapsayıcı ve sarıp sarmalayan” yönüyle özdeşleşebilir; ama aynı zamanda, bunun bir bağımlılık ve güçsüzlük atfı taşıdığını da görürler.

Kadınların forum ortamında öne çıkarabileceği nokta şudur: “She” benzetmesi, empatiyi çağırsa bile, kadını yalnızca duygusal, kırılgan ya da korunmaya muhtaç bir konuma hapseder. Oysa kadınlar sadece kapsayan değil, aynı zamanda yön veren, karar alan ve değişim yaratan aktörlerdir.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımları

Erkekler açısından meseleye çözüm odaklı yaklaşmak, bu tür dilsel alışkanlıkların nasıl dönüştürülebileceğini tartışmak anlamına gelir. Erkekler genellikle pratik sorular sorar: “Gemilere neden nötr bir zamir kullanılmasın? Neden gemilere ‘she’ denildiğinde, bu sembolün yüklediği anlamlar sorgulanmasın?”

Çözüm odaklılık burada önemlidir çünkü mesele yalnızca dilsel bir alışkanlık değildir; aynı zamanda tarihsel bir sembolizmdir. Erkeklerin bu konuda önerebileceği somut adımlar, dilin eşitlikçi kullanımına katkı sunabilir: nötr ifadeler geliştirmek, kadınları pasifleştiren sembolleri dönüştürmek, hatta dilin gücünü fark edip buna göre alternatif üretmek.

Irksal Kodların Yansımaları

“Gemilere she denmesi” tartışması yalnızca cinsiyetle sınırlı değil, aynı zamanda ırksal boyutlar da içeriyor. Çünkü sömürgecilik döneminde gemiler, çoğunlukla beyaz erkeklerin dünyayı keşfetme, sahiplenme ve sömürme araçlarıydı. Gemiler “she” diye anılırken, sömürge toprakları da aynı bakışla “kadınlaştırıldı”: keşfedilen, sahip olunan, kontrol edilen.

Bu dil, sadece kadınları değil, aynı zamanda sömürgeleştirilen toplumları da pasifleştirdi. Siyah, yerli ya da “öteki” topluluklar, tıpkı “she” diye anılan gemiler gibi, beyaz erkek öznenin kontrolüne giren nesneler haline getirildi. Dolayısıyla gemilerin “she” olarak adlandırılması, sadece bir denizcilik geleneği değil; aynı zamanda sömürgecilik sonrası dünyanın kültürel kodlarını da taşır.

Sınıfın Rolü

Sınıf farkları da bu metaforun anlaşılmasında önemli bir yer tutar. Denizcilik dünyasında geminin sahibi, yöneten kaptan ve üst sınıf tayfalar genellikle ayrıcalıklı sınıflardan gelirdi. Geminin “she” olarak adlandırılması, onların sahiplik ve kontrol duygularını güçlendirirdi.

Alt sınıftan gelen denizciler içinse gemi çoğunlukla zorlu çalışma koşullarının, disiplinin ve hayatta kalma mücadelesinin mekânıydı. Onların gözünde “she” romantik bir imge olmaktan çok, ter dökülen ve yaşamla ölüm arasındaki ince çizgiyi belirleyen bir alanı temsil ediyordu. Sınıfsal perspektif, bu dilsel alışkanlığın farklı kesimlerce nasıl algılandığını net biçimde ortaya koyar.

Kadınların Empatisi ile Erkeklerin Çözümcülüğü Nasıl Buluşabilir?

Bu konuda kadınların empatik yaklaşımlarıyla erkeklerin çözüm odaklı tutumlarını bir araya getirmek, dilin dönüştürücü gücünü daha da artırabilir. Kadınlar, “she” ifadesinin yarattığı duygusal bağın farkındadır; erkekler ise bu bağın aynı zamanda eşitsizlik yarattığını görüp pratik çözümler önerebilir. İki bakış açısının birleşmesiyle, hem tarihsel mirası unutmadan hem de geleceği daha eşitlikçi bir şekilde inşa ederek yeni bir dil yaratılabilir.

Forumda Tartışmaya Açık Sorular

- Sizce gemilerin “she” diye anılması, dilin masum bir alışkanlığı mı yoksa toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretimi mi?

- Erkeklerin çözüm odaklılığı ile kadınların empatisi bir araya geldiğinde, bu tür sembolleri dönüştürmek mümkün mü?

- Irk ve sınıf perspektifleri dikkate alındığında, “she” benzetmesi sizce daha da problemli hale geliyor mu?

Hep birlikte bu sorular üzerinde düşünelim. Belki de gemilerin “she” diye anılması, sadece dilsel bir mesele değil; aynı zamanda daha kapsayıcı, eşitlikçi bir dünya kurma çabamızın da küçük ama önemli bir parçasıdır.